Kompozisyon örnekleri, Ayrı ayrı düşünceleri, duyguları bir araya getirerek anlatılan bir yazı türüdür. Kompozisyon çevre sorunlarını, toplumsal sorunları veya insanın başka sorunlarını anlatan bir yazı türü olarak da bilinir. Kompozisyon kişinin düşüncelerini özgürce paylaşabildiği bir yazıdır. Tamamen öznel düşünceler ile yazılır.
Kompozisyon da nesnel düşüncelere yer verilmez. Başarılı ve iyi kompozisyon yazmak isteyen kişinin tek yapacağı şey bol bol kitap okumaktır. Kompozisyon aynı zamanda kişinin kelime dağarcığını da geliştirir.
Kompozisyon üç bölümden meydana gelir. Giriş, gelişme ve sonuç bölümüdür. Giriş cümlesinde konu ile ilgili ön bilgi verilir veya bahsettiği konu hakkında bilgi verilir. Gelişme bölümünde konu geliştirilir ve daha geniş kapsamda ele alınır. Okuyucunun konuyu anlayabilmesi veya kavrayabilmesi gelişme bölümünde olur. Sonuç bölümü de ele alınan konu belli bir amaca veya çözüme bağlanır.
Kompozisyon sadece üç bölümden oluşmaz. Gelişme bölümü iki üç paragraf da meydana gelebilir. Sadece kompozisyon da en az üç paragraf olmalıdır. Paragraf sayısı konunu anlatımına veya konuya göre değişkenlik gösterebilir. Kompozisyon yazarken aynı zamanda noktalama işaretlerine ve cümlenin devrik olmasına dikkat edilir. Birkaç kompozisyon örneği ile konuyu iyice pekiştirelim.
Çevre kirliliği ile ilgili kompozisyon örneği;
Çevre insanların yaşamlarını sürdürebildiği, sürekli etkileşim halinde bulundukları bir ortamdır. İnsanlar yaşamlarını devam ettirebilmeleri için sağlıklı bir ortama ihtiyaçları vardır. Bulundukları çevre ne kadar temiz ise insanın sağlığa o derece de iyidir. İnsanlar yaşadıkları çevreyi temiz tutarak aslında kendi hayatlarını kurtarmış olurlar. Aksi takdir de kirli bir çevre insanoğlu için çok tehlikeli durumların habercisidir. Eğer herkes çevresine veya kendi temizliğine dikkat ederse çevre zaten kirlenmemiş olur.
Çevre kirliliğine sebep olan birçok faktör vardır. Ve bu faktörleri insanlar ortaya çıkarır. Fabrikada çıkan dumanlar, araba egzoz sesleri, sulara atılan çöpler, etrafa veya apartmanın önüne bırakılan çöpler, yere atılan çekirdek kabukları, yüksek sesle müzik dinlemek gibi birçok sebep çevre kirliliğini oluşmasına neden olur.
Çevre kirliliği kişinin kendi elinde olan bir temizliktir. İnsan kendi yaşadığı çevreyi eğer temiz tutarsa zaten bir süre sonra o çevre yaşanılır hale gelir. Çevre kirliliği sadece insanları etkilemez. Suda yaşayan balıkları, havada uçan kuşları veya dünyada yaşayan başka canlıları etkiler. Birçok canlının hayatını kaybetmesine sebep olur. Suya atılan fabrika atıkları veya çöpler suda yaşamını sürdüren canlıların hayatlarını kaybetmesine sebep olur.
Aynı zamanda fabrikalar da veya araba egzozlarında çıkan dumanlar havada yaşayan kuşların hayatlarını kaybetmesine sebep olur. Bunun gibi çoğu canlının hayatı aslında çevre de yaşayan insanoğlunun elindedir.
Çevre kirliliğini önlemek için yapılan bir çok yöntem vardır. Eğer bunlar yapılmazsa ve çevrenin kirlenmesine sebep olunmaya devam edilirse bir süre sonra çevre yaşanmaz hale gelir. Bu da insanoğlunun yaşamının sonu demektir. Çevre doğanın dengesini etkilediği için onu korumak görevimizdir. Doğada bulunan ağaçlar, çiçekler, böcekler olmazsa çevrenin ne gibi bir güzelliği olabilir. Çevreyi temiz tutmak her insanoğlunun görevidir. Fabrika atıkları suya dökülmezse, yerlere çöp atılmazsa, fabrikaların bacalarına filtre takılırsa, yüksek sesle müzik dinlenilmezse gibi birçok çevreyi kirleten durumlar yapılmazsa zaten çevre kirlenmez. Çevreyi ve doğayı nasıl görmek istiyorsak öyle bırakmalıyız.
Dilimizi korumak ile ilgili kompozisyon örneği;
Dilimiz bize bırakılan bir mirastır. O mirasa sahip çıkmak kültürümüze, geleneklerimize, göreneklerimize sahip çıkmak demektir. Dilimiz son zamanlarda yabancı dillerin etkisinde çok kalmaktadır. Dilini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmiş demektir. Dil bir ülkenin temsili şeklindedir. Milletin en büyük hazinesi dilidir. Diline sahip çıkan bir ülke kültürüne de sahip çıkıyor demektir.
Dilini korumak her insanın boynunun borcudur. Yabancı dillerin etkisinde kalmasına izin verilmemelidir. Yabancı dillerin etkisinde kalan bir dil benliğini kaybediyor demektir. Türkçe nereye çekilirse oraya uzayacak bir dildir. Yani söylenen söz karşı tarafın anlamasına bağlıdır. Türkçe son zamanlarda yabancı dillerin etkisinde çok kalmaktadır. Ve bunun önüne geçilmez ise Türkçe yabancı dillerin etkisinde kalmış olacak. Dil atalarımızda bize kalan emanettir. Emanete sahip çıkmak zorundayız. Dilimiz eğer başka dillerin etkisinde kalırsa bu ülkenin benliğini yitireceğine işarettir. Türkçe zevksiz ve yozlaştırılmış kelimelerin etkisi altına girmektedir. İngilizce anaokulunda ki çocukların bile dilinde işte bu Türkçenin başka dillerin etkisi altına girdiğini gösterir. Anaokulunda öğretilmeye başlanan yabancı dil bir süre sonra dilin hepsine hakim olur.
Güle güle yerine bya bya, evet yerine yes, teşekkür ederim yerine mersi gibi sözcükler çok kullanılmaktadır. Buda işte dilin yozlaşmasına sebep olur. Dili yozlaştıran insanlar kimi zaman alışkanlıktan dolayı kullanır. Dilin yozlaştıran insanlar güzel bir dille uyarılır ise yozlaştırma daha az olur. Hele de gelişme çağındaki çocukların yanında Türkçe kelimeler kullanmaya daha bir özen gösterilmelidir. Çünkü onlar gelişme çağında olduğu için ne verilirse onu alır. Onun için yabancı kelimeler gelişme çağındaki çocukların yanında kullanılmamalıdır. Burada en büyük göre anne ve babalara düşmektedir. Birde kelimelerin kısaltılarak yazılması da dilin yozlaşmasına sebep olur. Ve kelimenin kendi benliğinden çıkıp başka bir anlama girmesine sebep olur. Senin yazılmak istenirken senn yazılırsa eğer burada sen denilmek istediği anlaşılır. Bunun gibi kısaltmalar Türkçenin yozlaşmasına çok fazla sebep olur. O yüzden kelimeleri kullanırken daha dikkatli olunmalıdır. Yabancı dillerin dilimize girmesini engellemek bizim elimizdedir. Milli benliğimiz olan dilimize sahip çıkalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder