Anı Örnekleri, bir kişinin başından geçen ya da yaşadığı dönemde ortaya çıkan olay ve olguları kişisel bilgi ve izlenimlerine dayanarak anlattığı yazılardır. Anı türünde yazar şimdiki zamanı değil, geçmiş zamanı anlatır. Bu yönüyle günlük türünden farklıdır. Anı geçmiş zamanı anlattığı için tarihe yardımcı olur.
Anı yazısında amaç bir gerçeği aydınlatmaktır. Bu yüzden anılarda nesnellik esastır. Anı yazarı anılarını yazarken anlattığı dönem ile ilgili tüm kaynaklara başvurur. Bu kaynaklar eski gazeteler, eski fotoğraflar, eski yazılar, eski mektuplar olabilir.
Anılar dil ve anlatım yönüyle gezi yazısına benzer Fakat yazarın dış dünyasından daha çok kendisinden söz etmesi gezi yazısı ile olan benzerliğini ortadan kaldırır. Gezi yazısında özne dış dünyadır. Anılarda ise özne kişinin kendisidir. Anılarda bir gerçeği, dönemi aydınlatmak amaçlanır. Anı ile otobiyografi yani öz yaşam öyküsü benzer özellikler gösterir. Otobiyografi anıya göre daha geniş kapsamlıdır.
Anı otobiyografinin yalnızca bir bölümü sayılabilir. Ayrıca anı yazarı yalnızca kendisini yazmaz. Yaşadığı dönemi ve çevresindeki kişileri anlatır. Anıların yazılış kuralı genellikle kronolojiktir. Yazar yaşayıp gördüklerini belli bir tarih sırası içinde verir. Öyküleme anlatım biçimi kullanılır. Anılar da nesnellik esastır. İddia ispat yazıları değildir. Yazarken duygusallıktan uzak kalınmalı ve gerçekçi olunmalıdır.
Anı türünün en eski örneği Babürşah'ın Babürname adlı eseri kabul edilir. Bu eser aynı zamanda gezi yazısı örneğidir. Modern anlamda Tanzimat Döneminde Jean Jack Rousseau'nun İtiraflar adlı eserinin etkisi ile giren anı türü bir çok yazar, şair, sanatçı ve devlet adamı tarafından kullanılmıştır. Ziya Paşa'nın bir kitabına ön söz olarak yazdığı Defter-i Amal, Ahmet Mithat Efendi'nin yazdığı Menfa, Muallim Naci'nin yazdığı Ömer'in Çocukluğu Türk edebiyatının ilk anı türünde yazılarıdır.
Diğer Anı Türündeki Eserler:
- Ahmet Rasim: Eşkal-i Zaman, Falaka
- Halit Ziya Uşaklıgil: Saray ve Ötesi, Kırk Yıl
- Falih Rıfkı Atay: Çankaya, Zeytindağı
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Zoraki Diplomat
- Yahya Kemal Beyatlı: Siyasi ve Edebi Portreler
- Abdülhak Şinasi Hisar: Boğaziçi Yalıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder